kategori Arşivi: Röportajlar

Merry’s Funeral ilk albümleri Metanet‘i Polonyalı plak şirketi Batcave’den çıkararak, yerli sahnenin dark wave/post punk klasmanına duru ve karanlık bir ürün bıraktı. ikinci albümlerini de müjdeleyen Merry’s Funeral, sahnedeki yerini de iyice sağlamlaştırmış oldu. Her ne kadar albüm, yurtdışı menşeili bir plak şirketi tarafından çıkarılmış ve orada daha çok rağbet görmüş olsa da, Merry’s Funeral yerli müzisyenlerin aslında üretim mevhumunda ne derece yenilikçi ve geniş kitlelere ulaşabilir olduklarını açık bir şekilde gösterdiler. Müzikal serüvenleri, yurtdışı/yurtiçindeki dark wave/post punk etkileşimlerini öğrenebilmek ve grup üyelerini daha yakından tanıyabilmek adına Merry’s Funeral grup üyeleri Mehmet (Julius Wentor) ve İlge (Izzy Stone) ile biraz sohbet ettik. Merhaba. Öncelikle grup üyelerini biraz tanıyalım. Bize kendinizden bahseder misiniz? Mehmet: Merhaba ben Mehmet. İlkokul yıllarından beri müzikle uğraşıyorum. Okul korosuyla başladım. İlerleyen zamanlarda bende her genç gibi gitarın büyüsüne kapılarak bu enstrüman üzerinde yoğunlaştım. Gitar dersleri, müzikal etkileşimler derken üniversitede de müzikle ilgili bir eğitim almak istediğim için iki…

Daha fazla oku

Underground sahnenin yerli perdesini ayakta tutabilecek hatırı sayılı müzisyenlerin, ülkedeki birçok müzik türünün eksikliğinin giderilmesinde önemli rol oynadığını dillendirmemek büyük haksızlık olur. Bu yerli sahneyi tek kişilik projeleriyle doldurmayı başarmış olan Nugo Sebil, gecenin gündüze evrilişinin, karanlığın ışık ile birleşiminin hemen öncesindeki alacakaranlık tadındaki müziği ile darkwave ve post punk’ın eklektik bir örneğini sunuyor. Bu eklektik örneğin tezahürünü melodilerinden vokallerine, şarkı isimlerinden albüm görüntüsüne kadar, verdiği ürünün bütününe ne denli “tamamlayıcı” bir şekilde işlediğini görüp tadabiliyoruz. Hem şimdiye kadar yer aldığı projeleri – aynı zamanda son projesi olan Kumadam’ı – hem de Nugo Sebil’in kendine has biricikliğini daha yakından tanıyabilmek adına kendisiyle keyiflice sohbet ettik. Merhaba. Nugo Sebil’i bir de senden dinleyelim. Kimdir, neler yapar? Kimdir kısmı zor, ben kendime dönüp baktığımda başım dönüyor, karmaşık bir iş bu. Neler yapıyorum; İzmir’de Mülteci Film Günleri düzenliyoruz mesela. Defter ve kitap cildi tasarımları yapan bir atölyeyle çalışıyorum. Vegan yemek tarifleri öğreniyorum. Google Play’de yayınlamayı planladığım,…

Daha fazla oku

Psychedelic rock’ın akıl almaz atmosferine ayakları yere sağlam basan adımlar atan, Kadıköylü bir grup var karşımızda: Uluru. Ve şayet son dönemlerde iyi ve özgün müzisyenlerin yokluğundan ötürü müzik endüstrisini bir çöle benzetecek olursak, sık sık suyun bize gözüktüğü fakat saman alevi gibi sönen bir takım seraplara maruz kaldığımızı, birden parlayıp sönüveren gruplar ile karşılaşarak hevesimizin bir miktar kursağımızda kaldığını da söyleyebiliriz. Böylesine bir çölde, gitar tellerinin üzerine dökülen kum taneleri arasında Uluru, bize “gerçek”liğinden emin olduğumuz bir vahayı sunar gibi, derinlikli, sarsıcı fakat kendini de bir o kadar gizleyen bir karanlıkla kulaklarımızdan içeriye doğru süzülüyor. Kendini bilmeye dair yapılan içsel ve kaotik yolculuklar gibi bir sonraki adımda nelerin olacağını kestiremediğiniz tınılar karşılıyor sizi Uluru’nun müziğinde. Ve sanıyorum ki onları deneysel kılan şeylerden birisi de biraz bu. Bu içsel ve kaotik yolculukta güneşin sıcağının sizi kavuracağı ve gecenin soğuğunun üzerinize kehanet gibi çökeceği bir yolculuğun karanlık tarafıyla sizi buluşturan, psychedelic bir…

Daha fazla oku

Psychedelic sanat dendiğinde aklımıza genelde yabancı sanatçıların isimleri geliyor fakat Türkiye’den de bu işi oldukça iyi yapan sanatçılarımız da yok değil. Gökay Yüzel bu işi iyi yapan yerel sanatçılardan birisi olmak ile beraber; kendine özgü çizgisi ve dışa vurumları ile de öne çıkıyor. Soyut dünyaları dijital katmanlar ile ifade eden ve bunları göz alıcı bir renk uyumuyla birleştiren Gökay ile üretimleri ve kendisi hakkında biraz sohbet ettik. Merhaba Gökay. Öncelikle seni biraz tanıyalım. Bize kendinden bahseder misin? Merhaba. 1992 Bursa doğumluyum. Eskişehir Anadolu Üniversitesinde Uçak Teknolojisi okudum. Psychedelic müzik ve kültür ile de Eskişehir’de tanıştım. Şu an Bursa’da yaşıyorum. Psychedelic sanat yapmaya ilk ne zaman ve nasıl başladın? Aslında oldukça yeniyim bu konuda; sanırım 1 yıl yeni doluyor. Photoshop üzerinden denemeler yaptığım sırada Kristal Güngörün‘in the Dark Code Hallowen partisi için galeri çağrısını görüp şansımı deneyeyim dedim. Konsepte uygun bir iki iş çıkardım ve galeriye kabul edildim. Katıldığım ilk galeriydi,…

Daha fazla oku

Türkiye’deki psychedelic sanat ve sanatçıları hakkında ne biliyoruz? Psychedelic sanatın özgün ivmesine kendine has yaratıcılığı ile katkı sağlayan isimlerden biri var karşımızda: Özge Altun. Yaşadığı içsel deneyim ve yolculuğunun dışa vurumu olarak icra ettiği sanatı, bu özgünlüğün oluşmasında keyifli bir görsel sunum sergiliyor bizlere. Hem kendisini hem de sanatına dair bu özgün ve yaratıcı yolculuğun detaylarını öğrenebilmek adına Özge Altun ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Özge merhaba. Seni biraz tanıyalım. Neler yapıyorsun? Merhaba. 1993 yılı Gaziantep doğumluyum. 18 yaşıma kadar orada yaşadım. Şehirler arası ilk gezime 9 yaşımda çıktım. Kültürler arasındaki farklılıkları erken yaşta kavramaya başladım. 20 yaşıma gelmeden Türkiye’nin çoğu yerini gezdim. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde dört yıllık Grafik Tasarım bölümünü kazandım ve bu sene mezun olacağım. Eğitimimin sanatıma kattığı etki düşündüğüm kadar çok olmadı. Okulda öğrendiğim şeyler yaşayacağım hayatta yapmak istemediğim şeyler. Sanatım için gerekli olan bilgileri kendi kendime öğrendim. Okullardaki sistemin ve geleneksel eğitimin yerine…

Daha fazla oku

5/5